AYVALIK


 Zeytini o kadar anlatıp, zeytinin ve zeytinyağının başşehri, bir yanı yeşil bir yanı mavi Ayvalık'tan söz etmemek olur mu?


Antik çağda yabani ayva anlamına gelen Kydonie'den almış adını. M.Ö 330'dan beri böyle anılmaktaymış Kydonia. Dört Antik kentten Chalkis, Pordoselene, Kydonia ve Nesos'tan ikisi kalmış günümüze Ayvalık(Kydonia) ve Cunda(Nesos).

Ayvalık bir adalar topluluğu, Kaşık, Poyraz,Kamış, Büyükkaraada, Güvercinada....irili ufaklı yirmi iki ada, en büyüğü Cunda. Karşısı Midilli.

18. yüzyılın ikinci yarısında Sadrazam Cezayirli Hasan Paşa'nın buradaki rumlara sağladığı ayrıcalıkla, Özerklik verilen Ayvalık , posta hizmetlerini Avusturya-Macaristan İmparatorluğunun üstlendiği, Fransa, İtalya, Birleşik Krallık ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğunun konsolosluklarının bulunduğu bir ticaret merkezi imiş. Ticaretin bu kadar yoğun olduğu yerde bankalar olmazsa olur mu? Osmanlı Bankası, Atina Bankası ve Viyana Kredi Bankaları varmış. Bir Akademi, içinde  eczanesi olan bir hastane, bir de cüzzam hastanesi varmış.

İlk yerleşenlerin Misyalılar olduğu biliniyor sonrasında birçok uygarlık ve kültür. Ve en çok mübadele öyküleri var yakın zaman tarihinde. 

İmbat'ı, zeytini, denizi, rüzgarı, sarımsaktaşından yapılmış özgün evleri ile Ayvalık. Badavut bölgesinde çıkarılan açık pembe renkli, işlemesi kolay, işlendikten sonra sertleşen volkanik bir taş Sarımsak Taşı. Büyük evlerin çoğunda zeytinyağı havuzu varmış. Dar sokaklarda bazısı bakımlı bazısı kaderine terkedilmiş, görmüş geçirmiş bu evler size çok şey anlatabilir.



O güzel sokaklarda, mor salkımlı çok güzel kahveler göreceksiniz tam dinlenmelik, dinlemelik. Kış olduğu için mor salkımlar yok ama izleri var yakında açacağız der gibi.

 Sokaklar, evler, orada yaşayanlar ve onları geleceğe bırakmak için fotoğraf çekenler, arkadaşlarım.

Camlı Kahve, Taş Kahve 19. yüzyılda yapılmış çok anı biriktirmiş. Bu da  Şeytan'ın Kahvesi. 1865'ten bu yana aile işletmesi. Koruk suyu meşhur, içerisi görmelik.

Taksiyaris Kilisesi(1873) içinde bulunan, sesinin Midilli'den duyulduğu söylenen çan sonradan öğrenildiğine göre dünyanın en büyük çanı imiş. Almanya'da Berlin'deki Bergama Müzesinde sergilenmekte.

Ayazma Kilisesi de içinde bulunan şifalı kutsal sudan almış adını. Bir dönem zeytinyağı fabrikası olarak kullanılmış. Yenilenmiş haliyle misafirlerini bekliyor. Pazartesi günleri kapalı.


Çınarlı Cami (Agio İorgi Kilisesi)


Hamidiye Camii (1890); Osmanlı döneminde, ikinci yarısında Ayvalık'ta yapılmış tek cami. Kırmızı taştan, kare planlı ve tuğladan yapılmış kubbesiyle tarihsel özgünlüğünü ortaya koyuyor.

Rumların Agia Paraskevi, Türklerin Taş Manastır dediği, yakın zamanlara kadar Psikoterapi merkezi olarak kullanılan bina harabe halinde Tımarhane Adasında. Meryem Ana mezarı bulunduğu inancıyla önemli bir yer.

Saatli Camii (Agia İanni kilisesi) 19. yüzyıl ikinci yarısında kilise daha sonra cami olan yapının çan kulesi saat kulesine dönüştürülmüş.

O kadar ticaretin olduğu yerde taşımacılık doğal olarak  çok önemli. Taşımacılık modernleşse de yine de vazgeçilemeyen At Arabacıları Durağı.


Ayvalık'ın çevresi de tam gezmelik. En yakınlarını kısaca yazıyorum ;Cunda(Alibey) Adası, Şeytan sofrası.

Cunda(Alibey) adası Ayvalık takımadalarının en büyüğü, Türkiye'nin 4. büyük adası.

 At anlamına gelen Yund sözünden türetilmiş Yunda sonradan Cunda'ya dönüşmüş. Alibey Adası ismi ise Yunanlıların İzmir'den sonra ( Ayvalık'a 28 Mayıs 1919'da asker çıkarma eylemine İstanbul Hükümeti'nin ''Bırakın Çıksınlar'' emrine uymayan asker Alibey'den geliyor..

Ülkemizin ilk boğaz köprüsü 1964 yılında Cunda Adası ile Lale Adasını(Dalyan Boğazı) oradan da ilçe merkezine bağlamış.

Agios Yannis Kilisesi olan bina metruk halden çok güzel bir yapıya dönüştürülüp Sevim ve Necdet Kent Kitaplığı adı altında Rahmi Koç Müzecilik ve Kültür Vakfı bünyesinde hizmet veriyor. Manzarası mükemmel.

Sahile indiğinizde Taş Kahve'yi ileride 2004 yılında yapılmış, göstergesi insan olan Anelemmatik Güneş saatinde gölgenizle saatin kaç olduğunu öğrenebilirsiniz. Despot(Ortodoks Rum din adamı) Evi sonraları Hükümet Binası, İlkokul, Yetimhane olarak kullanılmış, Yeşilçam filmlerine ev sahibi olmuş şimdi bütün anı ve yaşanmışlıklarıyla otel.


Şeytan Sofrasına gelince manzarası doyumsuz hele günbatımında  ise adı efsanelerde.

Lav birikintisinden oluşmuş tepenin yuvarlak görüntüsofraya benzetilip, üç ayaklı Şeytan'ın  ayak izi olduğuna inanılan çukur da bu tepede olunca işte size Şeytan Sofrası.

Mitolojik söylemde İda Dağında(Kazdağları) büyümekte olan Zeus'a şeytanın kötülük yapacağını düşünen sütannesi Şeytanı İda dağından kovar. Üç ayaklı şeytan da bir ayağı İda'da, bir ayağı Midilli'de bir ayağı da bu tepede kaçar.

Diğerinde ise; bölgede yaşayan rumlardan Penelope kiliseye karşı gelir. Kilise de onu Şeytan diye adlandırarak kovar. Penelope'de gelip bu tepeye yerleşir.

O yıllarda Ayvalık'ta yaşanan kuraklıklar sonucu kıtlık başlayınca bölge halkı bunun nedeninin Penelope olduğunu düşünerek onu öldürmeye gelirler. Penelope gelenleri öyle bir sofra ile karşılar ki kıtlıktan gelen aç insanların gözü yemekten başka birşey görmez. Onlar karınlarını doyururken Penelope kaçar. O tepenin adı da Şeytan Sofrası kalır.

Zeytini, zeytinyağı, papalinası (Sardalya yavrusu), Ayvalık tostu ile tanınan bu güzel beldeye bir daha 

GELİR MİYİM? MEMNUNİYETLE :)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar