Portekiz-SİNTRA- CABO DE ROCA

Avrupa'nın en batı noktası: Cabo de Roca ve görkemiyle Atlantik Okyanusu.
Sabah önce Rossio Tren İstasyonu'ndan Sintra'ya oradan da Cabo de Roca'ya gideceğiz. Yan sokaktan merdivenlerden girerseniz aşağıdaki görüntü.

Bu da caddeden gece görüntüsü,yerler sanki cilalı.
Bindiğimizde sakin olan tren şimdi tıkış tıkış. Herkes Sintra'ya gidiyor sanki. Romanya'lı bir gurup müzik yapıyor. Karşımızdaki Bey, yalnız gezmememiz ve  dikkatli olmamız konusunda bizi uyarıyor. Güvensizlik dünya sorunu. Sintra'ya geldik. Programa göre önce Cabo De Roca'ya gidip sonra dönüp Pena Sarayını göreceğiz. Daha erken hareketle Sintra, Cabo de Roca, Cascais ve oradan dönüş daha uygun bir program olabilir.
Yine garın önünden 403 no'lu otobüse binip kısa(18km, 4.25€) ve hoş manzaralı bir yolculukla meşhur fener'e varıyoruz. Tek başına bir fener. Farol de Cabo de Roca, Atlantik okyanusundan 150m. yükseklikte, 22m. uzunluğunda kırmızı, beyaz fenerin yapımına 1758 yılında başlanmış, 1772 yılında da fener kullanılmaya başlamış.
Burada Lizbon Limanı'nın girişini korumak ve özellikle Yarımada Savaşları (Fransa-İspanya-Portekiz) sırasında savunma hattı oluşturan bir kale varmış ancak bir fener kalmış.
Buradaki sesi kayda almamış olmak bu gezinin pişmanlığı oldu. Anlatılamaz bir ses vardı.Sörfçülerin uğrak yeriymiş bu kıyılar.
16. yüzyıl Portekizli şair Camoes:
Toprağın bittiği,
Denizin başladığı yer.
Diyor bu Avrupa'nın en batı noktasına. Yürüme yolları yapmışlar. Hemen solda soluklanabileceğiniz bir kafe-restoran ve hediyelik eşyalar var.
Sintra-Cascais  403 no'lu otobüs Sabah 09.35,10.45,11.45,sonrasında 19.00a kadar ..,15 ve 45lerde.
Cabo de Roca'dan Sintra'ya dönüş ise 09.09 sonrasında 19.00a kadar 10.04-34...04,..34.
Bu bilgileri Sintra'ya döndüğümüzde bulabildik. Görünüşe göre günlük turist bileti daha karlı.
Şimdi gidelim Pena Sarayına. 434 no'lu otobüs 5.50€ gidiş-dönüş.
Sarayın sadece parkını gezip dışardan görmek istiyorsanız yetişkin 7,5€, içini de göreyim diyorsanız 11.50€. Lizbon karta %10 indirimle 10.35€
Girişten sonra Saraya ulaşmak için biraz yol var. Yürümek istemezseniz transfer 3.00€ çıkış,iniş.
Başınızı kaldırdığınızda bir masal şatosu görüyorsunuz.
Palais de Pena; Portekiz'in 19.yüzyıl romantik akım simgesi, başyapıtlardan biri. Pena ismi portekizcede tüy, penha; kaya anlamına gelse de Sarayın isminin Lady Pena'ya (Meryem) adanmış küçük  kiliseden (1435) almış olduğu söyleniyor. 1493 yılında Kral 2.John'un buraya hac ziyareti yapması popülerliği arttırır. 1503 yılında kiliseye bir manastır eklenir. 18. yüzyılda yıldırım düşmesi ve Lizbon depremiyle harabolur. 1838 yılında bu harabe yazlık saray yapımı için bir alman mimara verilir 1848-1854 yılları arasında Saray, kale ve diğer binalar yenileniyor. 1910 yılına kadar kral ve kraliçeler tarafından yazlık saray olarak kullanılan bina, müzeye dönüştürülür. 1990 yılında, yılların yorgunluğuyla griye dönen saray  devletin ani bir kararıyla orjinal renklerine boyanır ve bir anda ünlenir. 1995 yılında da Unesco Dünya Mirasları listesine  alınır.
2200 hektarlık çok özel ağaç ve bitkilerle dolu parkıyla görülmeli.




Açık havalarda Lizbon'un ve Okyanus'un görülebildiği yazılıyordu.
Saat Kulesinin altındaki ana pencereyi sırtında taşıyormuş gibi görünen Triton (Zeus'un kardeşi Poseidon'un oğlu, üst yarısı insan, alt yarısı balık) Dünya'nın yaratılışını tasvir ediyormuş.
Sarayın içi olması gerektiği gibi korunmuş, sunulmuş.






Sintra National Palace; Portekiz'in en iyi korunmuş Ortaçağ yapılarından, Unesco Dünya Mirasları listesinde.
Ve bu masal diyarına veda  zamanı,otobüsle Sintra.Oradan trenle Lizbon.
Bir daha gelir miyim? Elbette, görülecek yerler var.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar