Edirne- ŞİFAHANE

Trakya Üniversitesi Sultan II. Bayezid Külliyesi Sağlık Müzesi
Temeli 1484 yılında atılıp dört yıl gibi kısa bir süre içinde tamamlanmış 1488 yılında hizmete girmiş şifahanenin mimarı Hayrettin olarak bilinmekte. Külliye; Tıp Medresesi (medrese ve Şifahane),cami, misafirhane, aşevi, hamam gibi sosyal yapılara sahip. Çok kubbeli bu külliye  Avrupa Konseyi Avrupa Müze Ödülü almış 2004'de (1993'de İstanbul Arkeoloji Müzesi).
Evliya Çelebi Seyahatnamesi'nde ''Orada öyle bir darüşşifa vardır ki ; dil ile tarif edilmez, kalem ile yazılmaz'' diye geçiyormuş. 
 
18 oda, bir derslik, ortada avlular, ana mekanı hastanenin  yataklı bölümü. Süt kuyusu diye anılan su kuyusu.
Panzehir'in hikayesini bilir misiniz? 15.yüzyılın ünlü cerrahı Şerafettin Bey'in notlarında; yılana sokturulan bir horozun kanını tekrar horoza vererek iyileştirildiği anlatılıyormuş.







Omurga hastalıkları, bel fıtığı tedavisi.
Çamaşırhane
Mutfak

Hastaların tedavi edildiği ana binada ortada fıskıyeli bir havuz ve on kişilik müzisyen gurubunun yer aldığı bir sahne var. Su sesinin hastalara iyi geldiği, güzel kokuların kullanıldığı bu şifahanede müzik; hastalara  tedavi, hasta yakınlarına da moral olsun diye haftada üç gün hanende ve sazendelerle, akustiği çok güzel olan yerde müzik yapılırmış. 
Farklı hastalıklara farklı makamlarla yapılan musiki tedavisinde; Havale geçiren ve felçli kişilere rast makamı, baş ağrısı için rehavi makamı(rast,beyati), kalp hastalarına zengule makamı( hicaz makamına yakın)...gibi değişik makamlar kullanmışlar.  
Bir Baş Hekim, iki hekim, iki göz hekimi,iki cerrah, bir eczacı ve diğer görevlilerle zamanında çok hastaya şifa, çok hekime eğitim veren daha sonra sadece akıl hastalıklarına bakan şifahane ikinci rus işgalinden sonra tamamen harap olur. Bir süre cezaevi sonra da ağıl olarak kullanılır. Edirne'yi çok seven Ord. Prof.Dr. Süheyl Ünver'in (''Edirne Rehnüması''adlı eserin sahibi Dr. Rıfat Osman Bey'in öğrencisi), 1973 yılındaki Edirne ziyaretinde hayalindeki ''Tıp Tarihi Müzesi'' ne en yakışacak yerin burası olduğunu Sağlık Müdürü Dr. Ratıp Kazancıgil'e  anlatır. 1984'de Trakya Üniversitesi'ne devredilen bu çok önemli miras 1997 yılında sağlık müzesi, Haziran 2000'de  de ''Psikiyatri Tarihi Bölümü''olarak hizmete açılarak Selçuklu'dan Osmanlıya ''Darüşşifa''yı günümüze çok başarılı bir şekilde taşımış.

 Ve yan kapıdan geçilen camisi. Tek kubbeli(çap:20.55m), iki minareli anıtsal cami. Mermerden zarif hünkar mahfeli Edirne'de ilkmiş. Süslemeleri de farklı.
Edirne-Kakava, Uzunköprü-Kırkağaç ve II.Bayezit Külliyesi ile Edirne şimdilik bu kadar.
Bir daha GELİR MİYİM? EVET:)













Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar