Belçika-Brüksel
İlk yerleşimlerin 7. yüzyıla dayandığı söylenen Brüksel resmi olarak 10.yüzyılda tarihe girmiş, 12. yüzyıldan itibaren de tanınmaya başlamış. Belçika'nın üç federal bölgesinden biri olan Brüksel Bölgesinin Başkenti olup , bünyesinde Avrupa Birliği , Nato gibi oluşumlardan dolayı da Avrupa Birliği ve Avrupa Başkenti olarak anılmakta. Bataklığın içindeki yerleşim yeri anlamına gelen adını kurulmuş olduğu kurutulmuş bataklıktan almış. Fransızca ve Felemenkçe konuşulan şehirde tabelalar da çift dilli. Nüfusu 1.150.000 civarı olan Brüksel nehirleri ve kanallarıyla da ulaşım sağlıyor.
Yine trenle 45 dakika kadar bir yolculuktan sonra 10.15'te Maria ve arkadaşlarımızla Brussels Central istasyonu girişinde buluşup, yürümeye başlıyoruz.
Place du Grand Sablon civarı,
Church of Saint Jacques: Coudenberg'deki Ortaçağ manastır kilisesi 1731'deki büyük yangından sonra, Place Royal'de(Kraliyet meydanı) mevcut konumu üzerinde yapımına 1776 yılında başlanmış, 1785-86 yıllarında manastır olarak hizmet vermeye başlamış.
13. ve 19 . yüzyıllar arasında mezarlık olan bu bölge parka dönüştürülüp Ortaçağ'daki meslekleri simgeleyen 48 adet heykelle çevrelenmiş.
St. Michael ve st. Gudula Katedrali:9. yüzyılda Aziz Michael'e adanan şapele 11.yüzyılda aziz Gudula'nın kemikleri de taşınmış. 13. yüzyılda kiliseye iki yuvarlak kule yapılmış. Kilisenin tamamlanması üç yüz yıl sürmüş.
City Hall: Belediye binası ülkedeki en güzel gotik yapı örneklerinden olup 1695 yılındaki yangından zarar görmüşolsa da çok çabuk yenilenmiş.
Biraz da sokak manzaraları.
Grand Place, Grote Markt (Büyük Meydan): Binalarının yapısal özellikleri, şıklığı ile Avrupa'nın en güzel meydanlarından. Leonidas'ı da unutmayalım.(çikolatacı)
Öğle yemeğimiz bu meydanda, ''Kelderke''de.
Ortam çok güzel.
Üst kat.
Bizim minareleri ve şerefeleri anımsatmıyor mu?
Galeris Royales Saint Hubert: Kralın çarşısı, Kraliçenin çarşısı ve Prensin çarşısı olmak üzere üç bölümden oluşan kapalı çarşı. 210 m.uzunluğunda, kemerli cam tavanla örtülmüş, her köşesinde dökme demirden süslemeleriyle kafelerin, waffle'cıların ve çikolatacıların şık mekanı.
Şimdi metroyla Heysel'e gidiyoruz. Atomium'u görmek için. 1958'de Brüksel'de yapılacak olan Expo'58 fuarı için Belçikalı mühendis Andre Waterkein'dan ilginç, ses getirecek bir sembol istenmiş. O da demirin kristal kafes yapısından esinlenip 165 kez büyütülmüş,102 mm. yüksekliğinde, 18 m. çaplı,birbirine demir çubuklarla bağlı 9 küreden oluşan bu yapıyı ortaya çıkarmış. Başta 6 ay kalması düşünülen bu yapıt öyle ilgi çekmiş ki kalıcı olmuş.Girişinde Tenten'li sıcak karşılamayla en üst küreye çıkıp Manzara seyredebilir, birşeyler yiyebilir, açık olan diğer dört küreye yürüyen merdivenlerle geçebilirsiniz.
Yorumlar
Yorum Gönder