Belçika-Bruges

Bruges, Belçika'nın kuzeybatısında, Flaman bölgesindeki Batı Flandre eyaletinin başkenti ve en büyük kenti. Tarihi şehir merkezi UNESCO'nun önde gelen dünya miraslarından. Orta Çağ'ın en korunmuş binaları burada. Kanallarıyla Kuzeyin Venedik'i olarak da adlandırılıyor. Kuzey denizi olanaklarının kullanıldığı Zeebrugge Limanı(1907) nedeniyle ekonomik önemi olan bu şehir, bir zamanlar dünyanın sayılı ticaret merkezlerinden biri. Çikolatası, dantelleri, kanalları ve birasıyla ünlü.
Tarih boyunca Buraggas, Brugas, Bruccia, Bricge,Brugis, Brugge adlarıyla anılan şehrin isminin eski hollandacada brugga: köprü kelimesinden türemiş olduğu düşünülüyor. Tarih öncesi bir kıyı yerleşim yeri olan bu şehre ilk surları MÖ 1. nci yüzyılda Julius Caesar kıyı alanını korsanlara karşı koruma amaçlı yaptırmış. Kuzey denizindeki gel-git olaylarının sağladığı kolaylık buraya ''Altın Giriş''namını kazandırmış. Zengin bir geçmişi olan bu şehrin 1900'lerde nüfusu ve ekonomisi gerileyip, yoksullaşmış. 19. yüzyılın son yarısında Bruges, zengin İngiliz ve Fransız turistleri çeken dünyanın ilk turistik şehirlerinden biri olmuş.1. ve 2. Dünya savaşlarını yaşamış olmasına rağmen hemen hiç hasar görmeyen bu şanslı orjinal Ortaçağ kenti 1965'ten sonra bir yenilenme yaşayarak, konut ve ticaret yapılarının, tarihi  anıt ve kiliselerinin onarımıyla turizmi canlandırmış. 2002'de Avrupa Kültür Başkenti seçilmiş.. Belçikalı yazar George Rodenbach'ın  ''Bruges-The-Dead'' Ölüm Şehri, ve kitabın  opera ve film uyarlamaları da etkin olmuş mudur acaba?
Belçika'nın her yerinden ulaşım kolay hele benim kaldığım yere trenle 13dakika. Hepimiz İstasyonda buluşuyoruz, rehberimiz Maria:)
Garın hemen dışında otobüs durakları.
Eski Şehir bölgesini gezmeyi kolaylaştıran harita.
Bir Ortaçağ kulesi karşıladı bizi girişte sonra köprüler, meydanlar.
Ve kırmızı renkli binalar.




Bejinhof; Beguin' (şahsi mallarını koruyup, istedikleri zaman rahibeliği bırakabilen katolik rahibe)lerin manastır, kilise konseptli yerleşim yeri. 1240'tan önce dindar kadınlar Wingarde bölgesine yerleşiyor, 1244'de Beguinage kuruluyor. Gotik bir kilise, büyük avlu çevresinde, 16, 17, 18. yüzyıldan kalma yaklaşık otuz beyaz boyalı evin bulunduğu bölgenin ana girişinde üç kemerli taş köprü ''Wiyngaard Köprüsü''1776 yılında yapılmış. Girişin hemen yanındaki ilk'' Beguine Evi''17. ve 18. yüzyıl mobilya ve dantellerinin sergilendiği bir müze.








Kiliselerin uzantısı olarak yapılmış bir ''Almhouse''(yoksul, Yaşlı evi)

Geçerken gördüklerim,

Meydanları, sürprizli dar sokakları, her biri bir tarih ev, çeşme ve kiliseleri ile uzun süre ayrılabilecek bir şehir.
Meydanda  Jan Breydel&Pieter De Koninck ,İki Kahraman Heykeli 1302 yılında Fransızlara karşı direnen Belçika  Kahramanları.
 83 metre yüksekliği , 366 basamağıyla BELFRY,








Basilica of the Holy Blood(1139-1149) Kutsal Kan kilisesi: iki katlı yapının ilk katı eski halini korurken,ikinci katta yenilemeler yapılmış. Adını;  içinde İsa'nın kanı olduğu söylenen, Kudüs'ten getirilmiş bir şişenin orada bulunmasından( bazılarına göre bir bez parçası) alıyor. Her cuma Kutsal emanet ibadeti yapılıyormuş.
City Hall(Belediye Binası)1376-1420) küçük kuleleri,duvar resimleri ile ilginç.
Old Country House of the ''Brugse Vrije' şimdi şehir arşivi olarak kullanılan (1520-25/1722-27)Adliye binası...




Ve öğle yemeği ''MOZARTHUYS'' taş üzeri ızgara çok ilginç geldi hepimize. Önce ince dilimli çiğ kırmızı ve beyaz et (mantar var mıydı hatırlamıyorum)ve soğan geldi masaya sonra da her iki kişiye tuzlu,sıcak taş:))) şahane bir deneyimdi,çok beğendim. Belli sürelerle taşları değiştiriyorlar.
Yemek sonrası gezmeler,



Sıra tatlıda ''Chocolate Museum'' bir çikolata Hikayesi, görüntüler, tatlar, almalar, yemeler...


Tatlı tatlı ayrılıyoruz Brugge'(Brüj)den.
Bir daha gelir miyim? Çok isterim:)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar