Belgrad




Belgrad
Orası mı burası mı? Derken kısmetimize Belgrad düştü. Şubat ın son haftasına biletlerimizi aldık. Planlarımızı yaptık, yerlerimizi ayırttık, yolcuğa hazırız.Ancak hava birden çok soğudu, kar yağışından bazı uçuşlar iptal oldu. Bunu görünce gitmekten vazgeçmedik tabii ki. Ayrıntılı gezme planını (Saray Bosna-Mostar, Karlofça-Petrovaradin-Novi Sad) bir dahaki sefere bırakıp, tek şehirde karar kıldık.



23.02.2015 sabahı Nikola Tesla Havalanına indiğimizde bahar havası karşıladı bizi. Körük çıkışında 2li 4 polis pasaportlara bakıyor, geçişinize izin veriyor, sonra pasaport kontrolüne gidiyorsunuz. (pasaport-otel rezervasyonu-dönüş bileti çıktıları yanımızda). Bagaj beklerken infodan yaprak haritayı kesinlikle alın çok işinize yarayacak.
Nikola Tesla küçük bir havalanı. Dış hat çıkışında konaklama acentemizin görevlisi bizi bekliyordu.Saygılı,kibar bir genç Milan. Market,döviz bürosu gibi yerleri göstererek bizi kalacağımız yere götürdü. Bir gereksinimimiz olduğunda yardımcı olacaklarını söyleyerek ayrıldı. Dış görünüşü ve girişi iyi görünen binanın asansörünü gördüğümüzde şaşırdık. Çok eski,dar ve içte tahta kapıları olan bir asansör. (varlığı ve çalışıyor olması çok iyiydi) Belgrad da binalar çok eski. Dairenin en üst katta (4.kat) olmasına rağmen karanlık oluşu içimizi karartsa da köşedeki marketten su, çeşit çeşit börek ve tatlıları alıp çok güzel bir kahvaltı ve biraz dinlenmeden sonra dışarı çıktığımızda bulunduğumuz konumu kavrayıp çok mutlu olduk.
Belgrad ın merkezi, kapıdan çıkıp 50 mt. Yürüyünce Knez Mihailova caddesi. (restoran,kafe,alışveriş alanı)
Knez Mihailova dan ilk yürüyüş Kale Megdan. Hava şahane, günlük güneşlik, insanlar sokaklarda, kafe ve meydandalarda
 Belgrad'ın sırpça adı Beograd (Beyaz Şehir). MÖ 1.yüzyılda Romalılarla başlamış hikayesi, Singidunum ismiyle bir şehir inşa etmişler Kale Megdan bölgesinde. sonrasında Sava Nehri kıyısında bir  Kelt şehri olan Taurunum (Zemun) ile ikiz kardeş olarak anılan kentler birbirine köprüyle bağlanmış. Roma, Bizans, Avusturya-Macaristan krallığı ve Osmanlı'larla devam eden hikaye 1929 yılında Yugoslavya Krallığı adını alarak Sırp, Hırvat ve Slovenlerin Krallığı'nın başkenti oldu. Slovenya, hırvatistan, Makedonya ve Bosna-Hersek'in Bağımsızlık ilan etmelerinden sonra(1991-1993) bir süre Sırbistan-Karadağ Federasyonu olarak devam etse de 2006 yılında  Sırbistan Cumhuriyeti olarak tarihte yerini alıyor. Nüfusu: 7.500.000 civarı, para birimi;Sırp dinarı, dili;Sırpça.


Sola yürürseniz Cumhuriyet Meydanı (Trg Republike). Cumhuriyet meydanından aşağıya doğru giderseniz  Skadarlija caddesi, düz giderseniz Moskva Oteli…



Kale Megdan (Kale Meydanı): Tuna'yla Sava'nın buluştuğu yerin tam karşısındaki 53 hektarlık koca bir alan.  Meydan girişinde pek çok hediyelik eşya karşılıyor. El yapımı, yöresel, renkli.




 Meydan, Belgrad Kalesinin yanı sıra Osmanlı'dan kalma eserlere ve geniş parklara ev sahipliği yapıyor. Belgrad Kalesi MÖ 85 yılında Romalılar tarafından taş bir kale olarak yapılmış, surlarından hala ayakta olanlar var. Zaman içinde yeniden yeniden yapılmış. Kale'nin  giriş kapılarından biri Stambol Kapiya; İstanbul kapısı diğerleri Zindan Kapısı, Leopold Kapısı ve Saat Kapısı.Belgrad'ın toplamda 23 kapısı varmış.
Belgrad kalesi ana girişi  kapısı, askeri müze, saat kulesi

 Sol alt kısımda Silah Müzesi var.
Osmanlı eseri, Saat Kulesini geçince Damat Ali Paşa Türbesi.
Popendik Heykeli; Sırpçada zafer kazanan kişi demekmiş. 1928'de Terajize Meydanına konulmuş, orası çok gözönü olduğu düşünülerek buraya taşınmış. Savaş ve Barış. Bir elde kılıç öbür elde güvercin.

 Tuna ile Sava nehirleri üzerinde adacıklar var en büyüğü şehrin 4km. dışında Ciganlija (Çigan)Adası. 1521'de Osmanlılar buraya yerleştiğinde İstanbul'da bir köy kuruluyor ve buradan bir kısım halk oraya yerleştiriliyor. Belgrad Ormanları adının oradan geldiği söyleniyor.
Önde görünen Sava'nın Tuna'ya aktığı bölümdeki adacık ''Savaş adası''.  Karşısı'' Novi Beograd''.



Ruzika Kilisesi ve  St. Petka şapeli'de burada. Kaynaktan çıkan su,  şifa arayanlar yüzlerini yıkaması
içinmiş. Ama şimdi suyu şişeleyip satıyorlar.


Ne hikayeleri var, kimbilir?
 Paşa Konağı, Osmanlı paşaları burada oturuyormuş.



Döküm rögar kapakları sanırım bizimkilerle aynı kaderi yaşamasın diye koruma altına alınmış.
  Yazılarda çok sözü geçen Skadarlija yı görme zamanı.Trg. Republike den aşağıya doğru inen caddenin paraleli. Pek çok restoran var, yazın çok neşeli olabilecek bir sokak, şimdi sakin. Daha önceden aldığımız notlara bakacağız ama çok acıktık.



Sokağın başında Zlatni Bokal, önünde bir genç hanım bizi davet ediyor. İsim tanıdık geliyor, giriyoruz, siparişlerimizi veriyoruz ama ne mekan ne yemekler iç açıcı değil, girdik bir kere…



Eve dönüş 10 dakika sürmüyor, etrafa bakınmaz, kafelere takılmazsanız J
''Boutique ''de kahve ve sıcak çikolata zamanı. İkisi de güzel…Pastalar şahane.

Küçük bir dairede kalıyoruz.Biraz karanlık ama ısınma ve Wifi iyi, konumu mükemmel. Sabah hemen yan taraftan şahane, sıcak böreklerle kahvaltımızı yapıyoruz. Böreklerin tadı hala damağımda.Kahvaltıdan sonra, Trg Republic, Terajize Meydanı...
Trg Republic; Cumhuriyet Meydanı, Prens Milos Obrenovic ileriyi işaret ettiği eliyle Osmanlı'ya İstanbul'u gösteriyormuş. Heykelin kaidesinde Türklerden en son alınan şehirlerin isimleri yazılıymış.
 Ulusal Tiyatro ve Ulusal Müze'de burada. Müze bakımdaydı.





 Çok sık göreceğiniz bir cafe zinciri. Güzel.
Terajize Meydanı;Adını, Osmanlılar'ın 1840 larda su sağlamak için inşa ettiği su terazilerinden almış bu meydan.1860 yılında kule kaldırılmış yerine Prens Milos anısına Terazijka Cesma (Terazi Çeşmesi) yapılmış.

Hemen karşıda Belgrad'ın ünlü Moskva Oteli(1906).


Romantizm tarzı, köşe kulesiyle ilgiçeken sarı bina 1971'den beri Öğrenci Kültür Merkezi olarak kullanılmaktaymış.

Çok hareketli, sıcak kanlı bir şehir. Sol tarafta meşhur dondurmacı.
Karşıda Sloven Dram Tiyatrosu.
 Aralar, dereler, dükkanlar.
 Aziz Sava Katedrali; teknik olarak Katedral olmasa da büyüklüğünden dolayı böyle deniyormuş. Aslı sırpçada ''hram''tapınak demekmiş.1894 yılında yapımına başlanan tapınak Sırp Ortodoks Kilisesi kurucusu ve Orta Çağ Sırbistanında önemli kişi Aziz Sava'ya ithaf edilmiş. Aziz Sava'nın ''Sadece Birlikve Beraberlik Sırpları Kurtaracaktır'' sözü bugün kril alfabesiyle CCCC ile Sırbistan bayrağının üzerinde. Ayasofya'yı andıran, Balkanlar'ın en büyük Ortodoks Kilisesi 123 yıldır yapım ve tamamlanma aşamasında.

 Kubbelerin mozaik çalışmalarının bitimi için 2019 denilen Kilise 10.000 kişi alacak büyüklükte.
 Duvar resim sanatı her yerde.


 Taş Megdan'a gider iken önce  yolumuz üstündeki TOMA'dan  börek ve tatlılarımızı (elmalı ve vişneli denenmeye değer), Nikola Tesla müzesi'nden saat 15.00 için ing. rehberli  biletlerimizi aldık. Taş Megdan'da piknik zamanı. Kahveler köşedeki büfeden. Parkın içinde de kafeler var.
Söylentilere göre Belgrad'daki tümeski binalar buradan çıkarılan taşlarla yapılmış. Taş dendiğine bakmayın her yer yemyeşil ve cıvıl cıvıl.
Aziz Mark Kilisesi; 1940 yılında tamamlanmış, kırmızı renkleriyle dikkat çekici, Bizans mimarisi tarzında Sırp Ortodoks Kilisesi.

 St.Mark's kilisesinin yanında , mavi kubbeli, yeşil çatılı küçük bir Rus Ortodoks Kilisesi var.Ekim devriminde Rusya'dan kaçıp gelen Ruslar yapmış ''Ruska Pravoslavna Crkva''.
Tesla bizi bekler. Krunska Caddesi üzerindeki binada 1952 yılından beri Nikola Tesla'ya ait
160.000 kadar orjinal belge, 5700 kadar  kişisel eşya sergilenmekte. Giriş 500 dinar, pazartesi hariç 10.00-18.00 arası, yalnız da dolaşabilirsiniz, sırpça ya da ingilizce rehberle de.
1856 doğumlu, sırp asıllı Nikola Tesla, mucit, fizikçi ve elektrofizik uzmanı. çok iyi yazıp okuyabildiği yedi dili var. Sırpça, çekçe, macarca, almanca, ingilizce,fransızca ve italyanca.   Thomas Edison'un şirketinde çalışmaya başlayan Tesla 28 yaşında Amerika'ya göç eder. Doğru akım muciti Edison, alternatif akım muciti Tesla birlikte çalışmaya çalışırlar. Radyo patentini ilk alan,neon ışıkları, floresan lamba, otomobillerdeki ateşleme sistemleri, mikro dalga fırın,radar sistemi temel presipleri, uzaktan kumanda gibi 700'e yakın patenti olan, Niagara Şelalesi üzerinde ilk Hidroelektrik  santralini kuran Nicola Tesla.
Genel bilgiler verildikten sonra rehberle küçük bir deney de yapabilirsiniz.
Einstein'a ''Dünyanın en zeki insanı olmak nasıl bir duygu?'' diye sormuşlar. O da ''Bilmem, Nicola Tesla'ya sorun'' demiş.
Haritada uzak gibi göründüğüne bakmayın her yer yakın.
Birazcık nehir kıyısına inelim. Merak ediyoruz Beton Hala' yı. Kış olduğu için ıssız. Nehrin akışı, köprünün ve karşı kıyının ışıkları (Novi Beograd) çok güzel görünüyor. Adını önceden duyduğumuz İguana Jaz Bar a yarın akşam için rezervasyonumuzu yaptırıp, mahallemize dönüyoruz. Yemek zamanı herkes sokakta…

Bugün hava kapalı ve yağışlı. Yakın çevre geziyoruz.  Trg Republic(Cumhuriyet Meydanı)ten başlıyoruz Narodno Pozoriste (Ulusal Tiyatro)  oradan geçtiğimiz saatlerde hep kapalıydı. 19. yüzyılın ikinci yarısında (1868) inşa edilmiş, 1983 yılında ''Büyük öneme sahip kültür abidesi''olarak koruma altına alınmış.
National Muzej (Ulusal Müze) – tadilatta, altı ay mı bir yıl mı sürermiş bilemiyorlar kapalı. Eski Yugoslavya ve Sırbistan'ın en eski ve en büyük müzesi (1844).

 Etnografski muzej (etnoğrafya müzesi);Sırbistan ve Balkanların en eski müzelerinden. Balkanlara ait 150.000'den fazla köy ve köy kültürü ögesi. Anne tarafı Üsküp olunca daha bir gezdim, daha bir sevdim. Pazartesi hariç 10.00-17.00 pazar günü;09.00-14.00 arası açık. Çok yağmur olunca fotoğraf alamadım)
Bayraklı Cami; Üzerinde İslamiyeti simgeleyen bayrak olduğu için bu isimle anılan Belgrad'ın tek camisinin 1575 yıllarında yapılmış olduğu düşünülüyor. Belgrad'ın Pasarofça Anlaşması ile Avusturya'ya bırakılmasından sonra 22 yıl Katolik Kilisesi olarak kullanılmış.Belgrad'ın geri alınmasından sonra tamir edilerek yeniden ibadete açılmış. Sırbistan Hükümeti 1868 yılında camiyi müslüman cemaatine tahsis etmiş. 2004 yılında Kosova olaylarından sonra yanına 24 saat görevde bir polis noktası konmuş. Namaz vakti olduğu için giremedik.

Kahve zamanı…Svezana…Şık ve keyifli bir yer…
İnternetten aldığımız bilgilerle 2no lu tramway a binip şehir turu yapmak istedik, yanlış seçim,yanlış zaman L Tramway arızalanınca turumuz başlamadan bitti… Planda Usce alışveriş merkezi var, yağmurlu hava gezmesi. 83 no lu otobüsle Usce avm ye gittik. Gezdik, dolaştık.
 Akşam yemeği İguana Jaz Bar'da, Beton Hala'nın en ünlülerinden.…Hizmeti ve kalitesiyle söylendiği kadar var. En çok tatlılarını ve müziği beğendik.


Beton Hala: Sava Nehri kıyısında, şık restoranların bulunduğu bir yer.( Karadordeva 2)

Bugün birazdaha aşağı taraflara doğru gidiyoruz. İlk durak Saborna Crkva.
Saborna Cirkva; Kutsal Başmelek (Mihail) Katedral kilisesi. Eski şehrin merkezinde,kuleleriyle ünlü.1840-1728 yılları arasında inşa edilmiş, 1979'da birinci sınıf kültürelmülk olarakkoruma altına alınmış, Sırp Ortodoks Kilisesi Kütüphanesive Müzesi bu binada.
Konak Kneige Ljubice; Sırp Kralı Milos tarafından,1829-1831 yılları arasında, karısı Ljubica ve kendisinden sonra gelecek Milan ve Mihailo için yaptırılmış.Klasisiz etkileri barındıran Osmanlı tarzı konakta on yıl oturmuşlar. Osmanlı tarzı son ev olan tarihi bina Sırp dil bilimci Vuk Kovaciç ve şair Dositey Obradoviç adına müze olmuş.






Yine internetten bilgilendiğimiz Mikser Hause'a yürüyüş. Burası büyük bir hangar, konser ve lansmanlar yapılıyormuş, gündüz sanat galerisi. Öğrenci ağırlıklı müşterisi de çalışanı da. Kibar ve sempatikler. Sıcak çikolatası çok güzeldi.
Ve sokak manzaraları.
 Arka sokak Barlar sokağı, Brade Krsmanovic





Buradan Belgrad otogar ve tren garına.


 Otogar.


 Belgrad tren  istasyonu; tüm yurtiçi ve yurtdışı trenler burada duruyormuş.
 Belgrad'dan trenle bir yerlere gitmek için yine gelmek lazım. Bu defa bahar olsun.


Belgrad garından yokuş yukarı Pjka Zeleni Venac (Daimi Pazar)…Belki bişeyler alırız…



Ver elini Cumhuriyet Meydanı ve Silikon vadisi (Strahjica Bana). Bu cadde de şık kafe, restoranlar var. Ama sanırım bütün canlılığı güzel havalarda.

 Bu yoldan Little By e gidilir. Doğru seçim… ve tatlılar yenir J


Hadi bakalım şimdi biraz aylak dolaşmaya…Rakija bakmaya…Bize göre değilmiş. Adını görüp aldanmayalım, rakıyla ilgisi yok.
Akşam yemeği Dve Jelana (iki geyik) Skadarlija…Doğru seçim  J
Masaya göre şarkılar.
Üsküdar'a gider iken ezgisiyle yenen güzel yemekler.




5. gün akşama yolculuk var…valiz topladık, akşam alacağımız valizlerimizi ve evin anahtarını Milan a teslim ettik. Hediyelik bakma zamanı…
Gezdik, tozduk,yorulduk, üşüdük, acıktık.

Milan'la buluşma zamanı.


Belgrad, Zagreb'e göre daha yıpranmış geldi bana. Binaların içe bakan tarafları ve bazı bölgeler gerçekten harap. İnsanları sıcak, kibar. Yürüyerek gezebileceğiniz çok yer var. Parklar, bahçeler baharda çok güzel olur eminim.Yemekler,tatlılar, börekler güzel ve pahalı değil. Üstelik vizesiz
Hoşçakal BELGRAD...
Bir daha gelir miyim? KEYİFLE :)


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar