BUDAPEŞTE
IŞIK, AYDINLIK, ZARAFET, GÖRKEM…
Ekim ayında alınan biletlerle (İzmir-Budapeşte-İzmir=360TL) ve çok uygun fiyata bulduğumuz, çok merkezi, küçük otelimizle mart ayında Budapeşte bu üç arkadaşı( Mürvet, Nurşen) bekler.
Aktarmalı uçuşlarla(İzmir’den direkt uçuş çok az) yola erken çıkmak zorunda kalsanız da zaten yolculuk heyecanı uyutmuyor , düştük yollara. Öğlen olmadan vardık BUD havaalanına. Havaalanında taksiciler hemen etrafınızı sarıyor, biz shuttle hizmeti veren şirketten(miniBUD), ödemeyi havaalanında yapıp, euro ödeyip para üstünü Macar forinti alarak şehir merkezindeki otelimize geldik .Kişi başı 5900 HUF.
Macaristan’ın başkenti, Tuna’nın iki yakası Buda(Budin) ve Peşte. Buda’nın dağlık,tarihsel Peşte’nin ise düzlük,güncel,canlı bir yapısı var. Turizmi içselleştirmiş görülesi bir şehirJ Her anıyla keyifli, yaşamaya ve anlatmaya değer. Para birimi Hungarian forint (Macar forinti) .Euro kullanılmıyor,döviz bürolarında 1EUR=305HUF civarı. 100 EUR bozdurunca kendinizi zengin hissediyorsunuz…
Macaristan’ın dili Macarca Ural dil ailesinden,Türkçeyle benzer çok kelime olduğu söyleniyor. Ben rastlamadım.Bir kaç kelime:
Teşekkür ederim:köszönöm
Lütfen: kérem
Rica ederim: szivesen
Evet: igen
Hayır:nem
Dana etli gulaş: gulyasleves
Dana eti:borjuhus
Domuz eti: sértéshus
Csirke: tavuk
Su: viz
Tuna 10 farklı ülkeden geçer, 100’den fazla ırmaktan beslenir, en güzel Budapeşte’de görünürmüş. Nehir gezisini gece yaparsanız dünyanın en iyi ışıklandırılmış şehirlerinden birini seyretmeye doyamazsınız. Soğuk bir gece olmasına rağmen ben içeri giremedim.
Macaristan'ın Tuna üzerindeki en uzun (607m) köprüsü Estergon'dan Sloveya Sturuvo'ya bağlayan Marie Valerie Köprüsü.
Karşımızda Buda ve Peşte’yi bağlayan ilk köprü: Zincirli Köprü ya da Aslanlı Köprü rivayete göre köprüyü yapan italyan mimar, hiçbir hata olmayacağını eğer olursa kendini öldüreceğini söyler.Köprü biter hata yoktur yalnız küçük bir çocuk aslanların dillerinin olmadığını farkeder ve söyler. Bunun üzerine mimar intihar eder.
Öndeki LIBERTY BRIDGE: çelik kemer konstrüksiyonlu,asma köprü görüntülü.
Arkada görünen bembeyaz ,zarif köprü ise ELIZABETH Köprüsü (1897-1903). Ayrıca Petöfi ve Margit köprüleri bulunmaktadır.
Aylar önce ayırtmış olduğumuz otel çok merkezi, iki metro istasyonu arasında Fovam Ter-Kalvin Ter ki mesafeler çok yakın, eşyalarımızı bırakıp, haritalarımızı alıp, hemen bir çevremizi tanıyalım diyoruz. Vaci caddesine çıkıyoruz çabucak, döviz bürolarına bakıp, kişi başı 100er euro bozdurup ortak kasada ortak harcamalarımızı tek elden yapma kolaylığı yaşıyoruz.
Tek binişlik bilet.Aman makinalara onaylatmayı unutmayın! Fövam Ter’den bindiğimiz meşhur 2 no’lu tramvay bizi Tuna’nın kıyısından Parlamento Binasına kadar götürdü .
Dönüş yürüyerek tabii ki… Önde Parlamento binası arkada Neprajzi (etnoğrafya) müzesini görerek.
Tizsa İstvan heykeli,
Macar siyasetçi,siyaset bilimci,başbakan. Macaristan'ın Avusturya ile siyasi birliğini bitirdiği gün suikaste uğrayarak öldürülüyor.(31 ekim 1918)
Kossuth Lajos Heykeli; Macaristan'ın bağımsızlık mücadelesinin ulusal simgesi olan anıt,resmi kutlamalara ev sahipliği yapıyormuş. Siyaset adamı,avukat ve gazeteci olan Lajos Kossuth Avusturya ile savaşın yenilgisinin arkasından Osmanlı Devletine sığınarak bir süre Kütahya'da yaşamış.Macar sokaktaki 18.y.yıl Macar Evi diye anılan Türk Evi 1982'de müze olarak ziyarete açılmış.
.Arka sokaklardan geçerek geldik Gerbeaud’ya, şahane ambiyans, şahane tatlılar, fiyatlar normal…iyi ki yürümüşüz…J
Budapeşte'de Bazilika ve Parlamento binalarının yüksekliği aynıymış ve bunlardan yüksek bina inşaatı yasakmış.
2.gün ilk kahvaltı: otelimizin sahipleri sevgili Andras ve eşi çok konuksever ve dikkatliler, özenli ve kibar davranışlarıyla ilk günden gönlümüzü kazandılar.
Çok güzel bir kahvaltıdan sonra hemen yakınımızdaki meydandaki (fövam ter)
Bin-İn HoponHopoff şehir gezdiren çeşitli firmalardan yol,yön, fiyat öğrenip Türkçe anlatımı da olan şirketle yorulmadan gezeceğiz. Hava serin ve kapalı.
Şehir merkezlerini yürüyerek tanıyorsunuz.Toplu taşım, müze girişleri içinse şehir kartları en uygun. Budapeşte müze zengini ama biz açık havayı tercih ediyoruz bu gezide .Biraz bekleyeceğiz hemen solda Anna var kahveci, bir sabah kahvesi içilir değil mi?(burger’ın hemen solunda) Sağda ise renkli çatısıyla Central Market Hall.
Bildiğimiz iki katlı kapalı Pazar, alt kat yiyecek, üst kat giyecek,hediyelik eşya…
Budapeşte sabahında kahve keyfi tamam.Otobüsümüz geldi, hemen üst kata:)
İki günlük süremiz,bir de akşam tekne gezimiz var. Sarı hatla (buradan geçen o,farklı duraklarda istediğiniz kadar değişim yapabiliyorsunuz) Bazı yerlerde de indirimleri var.
Balna: Eski bir yapıyı, farklı cam yapı ilavesiyle kültür merkezi olarak kullanmışlar.İçinde restorantlar,salonlar ve el yapımı ürünler varmış, içine girmedik.
Zwack ailesinin ,sindirime iyi geldiği söylenen, içinde kırktan fazla baharatın bulunup,meşe fıçılarda dinlendirilerek özel şişelerde satışa sunulan(Unicum) eşsiz olarak nitelendirilen macar likörünün macerası ve tadımı…
Nyugati Palyaudvar Western Railway Station; Batı istasyonu daha çok iç hat trenlerin çalıştığı istasyon. Estergon'a gitmeye vakit bulsaydık buradan gidecektik:(
Yolda karşımıza çıkıveren bir savaş sonu heykeli
Dohany sokağı Sinagogu Büyük Sinagog dünyanın ikinci, Avrupa'nın en büyük sinagogu. Üçüncü büyük sinagog'da Edirne'de.
Hösök Tere: Kahramanlar Meydanında 7 macar kabile lideri , Atilla ve kahraman askerleri ve diğer önemli liderlerin heykelleri var. Duvarların üzerindeki dört heykelin çalışkanlık ve iyilik,savaş, barış ile şan ve bilgeliği simgelediği söyleniyor.Ortadaki sütunun üzerindeki ise vahiy getiren melek Cebrail heykeli.Bu sütun Macaristan’ın 1000.kuruluş yılı için yapıldığından Bin yıl anıtı( Milleniumi emlékmü) olarak isimlenmiş.
Dohany sokağı Sinagogu Büyük Sinagog dünyanın ikinci, Avrupa'nın en büyük sinagogu. Üçüncü büyük sinagog'da Edirne'de.
Hösök Tere: Kahramanlar Meydanında 7 macar kabile lideri , Atilla ve kahraman askerleri ve diğer önemli liderlerin heykelleri var. Duvarların üzerindeki dört heykelin çalışkanlık ve iyilik,savaş, barış ile şan ve bilgeliği simgelediği söyleniyor.Ortadaki sütunun üzerindeki ise vahiy getiren melek Cebrail heykeli.Bu sütun Macaristan’ın 1000.kuruluş yılı için yapıldığından Bin yıl anıtı( Milleniumi emlékmü) olarak isimlenmiş.
Çok yorulduk şimdi ünlü Newyork cafe’de bir kahve içip bir şeyler yemeli. Kapı girişinde çeşmeyi inceleme zamanımız oldu beklerkenJ Kocaman,şık,gösterişli bir mekan. Piyano eşliğinde,rahat koltuklarda kahve çok keyifli,tatlılar vasat, dondurma güzeldi.
Yarınki Bratislava yolculuğumuz için biletimizi önceden alalım…Buraya kadar gelmişken görmeden olmaz dedik. BRATISLAVA’ya sabah gidip akşam döneceğiz, ayrı bir yazı olacak.
Akşam Vaci Utça’da gezerken kulağımıza Türkçe konuşmalar gelince üçümüz birden dönüyoruz üç gence.Merve Nur,Suat ve Furkan öğrenciymişler,serde öğretmenlik olunca öğrenci sesi nerde olsa algılanır.Trene yetişeceklerdi çok uzun konuşamadık,başarılar gençler!Yemeği Fatal'da yedik :) Yurt dışında yemek yemenin en zor tarafı ,lokantaların az ışıklı,menülerin küçük yazılı olması. Üç kişi olmanın faydaları üç farklı yemek,üç farklı tatlı tadabiliyorsunuz,Ev yapımı şarapları güzel.
Bir sonraki gün kaldığımız yerden devam,Szt. Gellert Ter sağ çaprazda meşhur Gellert spa hotel(her yerde otel fotoğrafı ,önündeki meydanı görelimJ )
Macaristan’da paganlıktan hristiyanlığa geçişte en önemli kişi Aziz GELLERT tepeye onun adı verilmiş. Aşağıda mağara kilise,yukarıda ise Özgürlük anıtı var Sovyet güçlerinin şehri Nazi’lerden kurtarma simgesi.
BALIKÇI BURCU adını duvarları korumakla görevli Balıkçı derneğinden alan burç 1895-1905 yılları arasında 7 kule olarak inşa edilmiş.
Buda kalesi 13. y.y’daki Moğol istilasından sonra Kral IV.Béla’nın taştan duvarlar isteği üzerine inşa edilmiş,çok istila,çok yıkım görmüş bir kale.Her seferinde çeşitli tarzlarla( romanesk,gotik,rönesans ve barok) yeniden ya da ilavelerle yenilenmiş.
Kraliyet Sarayı(1255), Tarih Müzesi kale içinde.
Buda kalesi 13. y.y’daki Moğol istilasından sonra Kral IV.Béla’nın taştan duvarlar isteği üzerine inşa edilmiş,çok istila,çok yıkım görmüş bir kale.Her seferinde çeşitli tarzlarla( romanesk,gotik,rönesans ve barok) yeniden ya da ilavelerle yenilenmiş.
Kraliyet Sarayı(1255), Tarih Müzesi kale içinde.
Budin kalesi içindeki Aziz Matthias Kilisesi 1015 yılında yapılmış. Çatı kiremitleri dikkat çekicidir. Sırlı seramik olan kiremitler canlı görüntüleri ile hala dayanmaktalar.
Aslan Kapısı ve Füniküler
Sıfır noktası sarayın hemen altında,fünikülerin önünde.
Sarığına taktığı güllerden dolayı Gül Baba diye anılan, elinde sürekli barış sembolü tahta kılıç taşıyan Bektaşi dervişi Osmanlı- Macar(Budin)savaşında şehit düşer ve buraya defnedilir. Müslümanlar ve Hristiyanlar tarafından Aziz olarak bilinip, ziyaret ediliyormuş ama biz gittiğimizde yenileme çalışması nedeniyle kapalıydı.
Balıkçı Burcu merdivenlerinden solda Margit köprüsü ve adası
Ülkesinin işgalinden usanan Kral IV. Bela işgallerden kurtulduğunda bu adaya bir manastır yaptırıp, ilk çocuğunu din işlerine adayacağına söz verir.İşgal biter kralın ilk çocuğu Margit(kız)doğar ve kral sözünü tutar ancak Margit çok genç yaşta ölür.Adaya karadan yürüyerek geçilebiliyor,doğal bir park görünümünde.
Bu günlük bu kadar gezme yeter,otele dönüyoruz, biraz dinlenip yemeğe gidelim.
Tavsiye üzerine gittiğimiz Karpatia giriş ve ambiyans olarak içimize yatsa da çalışanın davranışları açısından yemeğimiz zehir oldu desek yeri .
Budapeşte'de son gün, burada son kahvaltımız yine çok güzel,her şey taze, Andras’ın yaptığı nefis omletler ,zarif sunumu dahası yolda acıkmayalım diye hazırladığı sandviç ve meyve paketi. Böyle güzel insanları tanımak da ayrı bir kazanç. Kahvaltıdan sonra uçak vaktine kadar bir koşu Tuna kıyısı Budapeşte’de son sabah fotoğraflanmalı.
Heykeltraş Lazslo Marton kızından esinlenip yapmış bu heykeli.Aslı Ulusal Galeri'de.Dizleri pırıl pırıl çünkü şans getirdiğine ve dokunanın tekrar buraya geleceğine inanılıyor.
Heykeltraş Lazslo Marton kızından esinlenip yapmış bu heykeli.Aslı Ulusal Galeri'de.Dizleri pırıl pırıl çünkü şans getirdiğine ve dokunanın tekrar buraya geleceğine inanılıyor.
Bir hüzün fotoğrafı... II.Dünya savaşı sırasında hayatını kaybeden Yahudiler anısına içinde mum yanan, çiçekler açan ayakkabılar.
Budapeşte ulaşım(taksi pahalı değil), yürüyüş, yemek(porsiyonlar bol kepçe) , bütçe açısından rahat bir şehir. Kahveleri güzel, yemekleri lezzetli.
Daha Estergon,Visegrad,Szetendre ve göremediğimiz çok yer var.
Baharı getirdik Budapeşte’ye. Artık gidebiliriz. Bir daha gelir miyiz? MEMNUNİYETLE…
Yorumlar
Yorum Gönder